Türkçe'de a ünlüsü çok önemli.
Çok yanlışlıklarla karşılaşıyoruz a ünlüsünde.
Özellikle bir süre şapkalı a diye tabir
ettiğimiz bir ince a vardı Türkçe'de.
Hala var da yazarken öyle yazmıyoruz.
Yani üstüne şapka koyduğumuzda, im koyduğumuzda bir karışıklık yaratıyordu.
Mesela bir şapka gördüğümüzde inceltiyor
muyuz yoksa uzatmak zorunda mıyız?
Bu yüzden de bu şapka dediğimiz im kaldırıldı.
Ancak tabii sözcüklerin söyleyişinde bir farklılık olmadı.
Bu söyleyişler çok önemli.
Onun üzerinde durmak istiyorum müsaadenizle.
Sağdaki sözcükler, sonra üzerinde duracağım.
Öncelikle a ünlüsünden yola çıkarak bir takım şeyler söylemek istiyorum
müsaadenizle.
A ünlüsü çok önemli.
A dediğimizde, yani kalın a diye kullandığımızda
sözcüğümü mazur görün, ayı sözcüğünü kullandığımda mesela,
ayı orada kalın a'yı yani art a'yı kullanmış oluyorum.
Art dediğimiz a.
Yani arka bir a'dan söz ediyorum.
Katip dediğimde, katip şimdi
koyayım aslında yazılışta konmasa da,
katip dediğimde bakın bir şapkalı a'dan söz ediyoruz.
Burada da bir ön a söz konusu.
Ka, katip.
Hatta fonetikte şöyle yazıyoruz.
Ka- tip.
Şöyle bir şey yazıyoruz.
E, şimdi müsaadenizle şunları sileyim,
asıl konuya gelmeye çalışayım.
Yani bu a'larda bir takım sıkıntılar yaşıyoruz.
Ne gibi sıkıntılar?
Aslında hiç açmamamız gereken a'ları a'ların açıldığını görüyoruz.
Örnek vereyim bir sözcükle.
Olsaydı.
Bu sözcüğün aslı "olsa idi".
Olsaydı.
Yani buradaki a'yı olsaydi gibi söylememek,
a'yı çok bozmamak gerekiyor.
Tabii ben biraz abarttım ama olsaydı değil.
Bir örnekle cümleyle, iki cümleyle vermeye çalışayım.
Keşke gelmez olaydın.
Bu önemli bir olaydı.
Bakın, farkındaysanız
"olaydı"yla "bir olaydı" aynı değil.
Buradaki a biraz açık.
Olaydı.
Bunu gelip keşke gelmez "olaydı" diye söyleyemeyiz.
Veya "olsaydı" diye söyleyemeyiz.
Büyük bir söyleyiş hatasına düşmüş oluruz.
Onun için dikkat etmemiz gerekiyor.
Tabii ki "olıydı" demememiz gerekiyor.
Ama "olsaydı", "olaydı" biraz daha kapalı söylememiz gerekiyor.
Keşke gelmez olaydı.
Bu önemli bir olaydı.
Buradan diğer sözcüklere geçmemiz gerekirse,
a'lı sözcüklere geçmemiz gerekirse, birkaç örnek verdim.
Etkili konuşma kitabında ayrıntılarıyla başka örnekler üzerinde de
anlattım bunları.
Makam sözcüğü, makam sözcüğü ek gelmediğinde bütün ünlüleri kısa.
Yani "maakam", "makaam" diye bir şey yapmıyoruz.
Ama ek geldiğinde, bakın ek geldiğinde makaamı oluyor.
Makaamı.
Buradaki iki nokta üst üste o a ünlüsünü uzatmak için konuyor.
Makaamı.
Mizah.
Ünlüler yine den den koyuyorum.
Ünlüler kısa söylediğimde.
Miizah değil bakın.
Ek gelmediğinde hepsi kısa.
Mizah.
Ek geldiğinde yine ne oluyor?
Aynı makamdaki gibi a ünlüsü uzuyor.
Mizaahı.
Mizah, mizaahı.
Mizaç da aynı şekilde.
Ünlüler kısa ek gelmediğinde ünlülüer kısa.
Mizaç.
Yani miizaç değil.
Mizaç.
Ek geldiğinde, mizaacı.
Lakap.
Çoğunluğun yanlış kullandığı bir sözcük.
Asla uzamıyor.
Ek geldiğinde de uzamıyor.
Lakabı.
Lakabı.
Hemen yazayım.
Ek, özür dilerim.
Ek geldiğinde
de uzamaz.
Lakap, lakabı.
Aksan da İngilizcedeki "accent" uzamaz.
Aksanı olur.
Yani "aksaanı" olarak kullanılış var you, o yanlış.
Aksanı, lakabı, aksanı.
Asa genellikle tarih kitaplarında veya oyunlarda,
Shakespeare oyunlarında geçer, baston.
Bunda da ikinci ünlü uzuyor.
Yani "Aasa" değil.
Asaa.
Fotoğrafta kullanılan bir ölçü var.
O aasa.
Ama bu asaa.
Asaa.
Gazap.
Kısa.
Lütfen buna dikkat edin.
Ek geldiğinde asla ve asla hiçbir ünlüsü uzamıyor.
Gazabı.
Yani örnek vereyim.
Tamer'in gazabı.
Azap öyle değil.
Azap, azaabı olarak uzuyor.
Yani vicdan azabı dediğimizde vicdan
azaabında ikinci a uzuyor.
E'ler kadar a'lar da önemli.
Farkındaysanız uzatmamamız gereken bazı sözcüklerde a'ları uzatıyoruz.
Hemen bir örnek de aklıma geldi,
a ünlüsünden söz ederken aslında söz edebilirdim belki, onu atladım.
Şurayı müsaadenizle silerek burada göstereyim.
Bu şapkanın kullanışı ile ilgili bir sıkıntı.
Yani buraya a şapka koyduğumuzda inceltecek miyiz
yoksa uzatacak mıyız gibi bir durumu var you,
bir sözcük mesela ikametgah.
Buradaki veya "ikame"deki ve "ikamet"teki a'lar asla incelmiyor.
Uzuyor "ikaametgah" diye kalın.
Ama asla incelmiyor.
İkame de aynı şekilde.
İkame bir şeyin bir şeyin yerine geçmesi.
Yani çayın ikamesi kahve mesela veya çayın ikamesi süzme poşet çay diyebiliriz.
Bunda da asla incelmiyor.
Kalın söyleniyor.
Demek ki Türkçe'nin a'ları çok önemli.
O yüzden e'ler kadar a'lara da önem vermemiz gerekiyor ve Türkçe'nin
fonetiğinde a'lar geniş ve önemli bir yer kaplıyor.